Ödevlerin Çocuklara Faydası Var mı?

Yazar: Furkan T. | 21.04.2021 - 3 dakikalık okuma. Görüntülenme: 3837
Ödevlerin Çocuklara Faydası Var mı?
E v ödevlerinin çocuklara faydası var mı? Ev ödevleri nasıl olmalıdır. Eğitimcilerin ve ailelerin ev ödevlerin konusunda bilmesi gereken önemli noktalar

Türkiye gerçekten de çok ödev veren bir ülke mi? Ve bu ödevlerin çocuklara faydası var mı?
Annelerin, babaların, öğrencilerin ve biz öğretmenlerin ortak meselesi ödev konusu. Verilen ödevler anne babaya mı veriliyor, öğrencileri cezalandırmak için mi veriliyor, öğrencilerin başarısı düşsün diye mi veriliyor mesele baya karışmış durumda.

Ülkemizde verilen ödevlerin çeşitleri var;

  • anne babaların yaptığı ödevler,
  • öğrenciye ceza olsun diye verilen ödevler,
  • diğer derslerin de ödev verildiği unutularak verilen ödevler,
  • çocuğun sosyal bir varlık olduğu unutularak yığınla verilen ödevler,
  • öğrenci aman boş kalır da şu ana kadar anlatılan her şeyi unutur endişesiyle verilen ödevler,
  • ve tabi ki nitelikli olarak öğrencinin keşfedeceği, uygulamaya dayalı, proje bazlı, üretkenliğini artırmaya yönelik verilen ödevler.

Öğrenciler gördükleri dersleri pekiştirmek, öğrenmek, araştırmak için elbette ödev yapmalılar. Ancak bu onların okuldan eve geldikten sonra yatana kadar, hafta sonu dışarıya çıkmaya vakit bulamayacakları kadar ödev yapmaları gerektiği anlamına gelmiyor. Sınava hazırlanan 8. Sınıf bir öğrencime özel ders'e gittiğimde sınava yönelik çalışması gereken vakitleri ödev yapmak zorunda kaldığında hedefinde uzaklaşma, küçük yaşta kaldıramayacağı stres altında kalma, aile baskısı gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz.

OECD tarafından 2014 yılında matematik ödevleri üzerinden yapılan ilginç bir çalışma var. Amaç her bir saatlik matematik ödev artışının, öğrencilerin PISA matematik puanına olan etkisini araştırmak. Olması gerektiği gibi hafta içinde her bir saatlik ödev artışı çocukların başarısını ortalama 5 puan arttırıyor. Yani ödev başarı getiriyor. Ancak işin ters gittiği bir ülke var. Tüm OECD ülkelerinde ortalama olarak her bir saatlik ödev artışı puanları yaklaşık 5 puan arttırıyorken Türkiye’de bu durum tam tersi. Bizim öğrencilerimizde 1 saatlik ödev artışı, 5 puanlık düşüşe denk geliyor. Halbuki İtalya ve Almanya’da aynı oranda ödev, 15 puanlık artışa sebep oluyor. Japon öğrenciler için bu artış 20 puan, Çin’de ise 30 puanı geçiyor. Finlandiya ve Güney Kore ise ilginç bir şekilde eğitimde zirvede olan bu ülkelerde ödev ya hiç yok ya da çok sınırlı olarak var.

Araştırmacılara göre ödevler başarıya katkıda bulunuyor ama bu etki okul seviyesine ve ödevin niteliğine göre değişiyor. Çocukların yaşı ilerledikçe ödevin de etkisi artıyor. İlkokul çağında ödevin etkisi az, ortaokul ve lisede daha fazla. Önemli olan ödevin niteliği. Ders tekrarı (pratik) için verilen ödevler çok etkili olmuyor mesela. Fakat derse hazırlık amacıyla verilen ödevler çocukların merak duygusunu arttırıyor ve derste geçen zamanı daha verimli kılıyor. Ancak en etkili ödevler proje bazlı, uygulama ve yaratıcılık gerektiren ev ödevleri.

Şu noktaya da değinmeden edemicem. Ülkemizde sıkça karşılaştığımız bir durum olan proje bazlı ödevler verildiğinde bu ödevi aman çocuğum düşük not almasın endişesi taşıyan anne babaların öğrencilerin yerine yapması durumu. Merhametli olduğunu zannedip çocuğuna yardım ettiğini zanneden kıymetli anne babalarımız aslında çocuklarının keşfetmetlerine engel olup onların üreten birey olmalarına büyük bir ket vuruyorlar. Eğitimde anne babanın rolü yazımda bu duruma değinmiştim.

Özetle, ödeve harcanan zaman arttıkça başarı da olması gerektiği gibi her zaman doğrusal olarak artmıyor. Eğitimde pek çok sorunumuz var ama bunları gidermenin yolu çocukların ödev yükünü arttırmak değil. Az ama kaliteli ödev verince sonuç iyi oluyor. Bu konuda OECD’nin önerdiği yol haritasını uygulayabiliriz. Birinci sınıfta günlük 10 dakika, sonraki her sınıf için ek 10 dakika. Yani 4 sınıfta günlük 40 dakika. Ortaokulda günlük en fazla 90 dakika ve lisede de en fazla 120 dakikalık ödevi verilmeli. Bu süreleri aşan ödev yükü maalesef ki okuldan ve öğrenmeden soğumaya sebep oluyor.

Matematik Öğretmeni - Furkan Tayfur 

Etiketler

Yazar

Furkan T.

Merhabalar. 2008 Marmara Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği mezunuyum. 2016 yılında da yine Marmara Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisansı...

Benzer Yazılar
LGS Sınavına Hazırlık

LGS Sınavına Hazırlık

Lgs sınavına nasıl başarılı olunur. Lgs sınavına hazırlanan öğrenciler için yol haritası niteliğinde taktikler.

DSH Sınavı Nedir? Ne Zaman, Nasıl Çalışılmaktadır?

DSH Sınavı Nedir? Ne Zaman, Nasıl Çalışılmaktadır?

DSH Sınavı Nedir? Deutsche sprachprüfung für den Hochschulzugang hakkında bilinmesi gereken tüm detaylar blogumuzda.

MSÜ Sınavı Nedir? Ne Zaman? MSÜ Konuları ve Soru Dağılımı Tablosu

MSÜ Sınavı Nedir? Ne Zaman? MSÜ Konuları ve Soru Dağılımı Tablosu

MSÜ sınavı nedir? Ne zaman yapılmaktadır? MSÜ konuları ve soru dağılımlarını sizler için hazırladık. MSÜ sınavına dair tüm bilgiler burada.

Bilsem Sınavı Nedir? Kimler Girebilir?

Bilsem Sınavı Nedir? Kimler Girebilir?

Bilsem sınavı nedir? Bilsem sınavında nasıl sorular sorulmaktadır? Sınava kimler girebilir, nasıl hazırlanılmalıdır?

Yorumlar (2)
Makaleyi beğendin mi ?

Cevap Yaz 28 Ekim 2019

teşekkür ederim cihatalp bey


Cevap Yaz 28 Ekim 2019

Çok doğru bir tespit. Emeğinize sağlık hocam