Participle Clauses Konu Anlatımı

Participle Clause konusu bir bütün halinde verilmezse kafa karışıklıklarına yol açabilir. O yüzden size aşağıda sıralı halde, kısa ama net şekilde açıklayacak ve örneklendireceğim.

x Present Participle (-ing)

present yazması kafanızı karıştırmasın, present tense ile bir ilgisi yok. Buradaki present vurgusu, cümle dönüşümü yaparken -ing kullanmanız gerektiği anlamına geliyor. Genellikle "when, while, after, because, as, since, vb." yerine kullanılır. Dikkat etmemiz gereken kısım, iki cümlede de işi yapanın aynı özne olmasıdır.

Participle Clauses Kullanım Örnekleri

Örnek: 

Because I felt tired, I went to bed early.
(Yorgun hissettiğim için yatağa erken gittim.)
Feeling tired, I went to bed early.
(Yorgun hissettiğimden, yatağa erken gittim)

yani, aynı öznenin yaptığı eylemi alıp daha kısa hale getiriyoruz. 
şimdi farklı bir tense ile de örnek yapalım.

Örnek:

While I was walking down the street, I saw a homeless man.
(O işsizdir, dolayısıyla fazla parası yok.)
Walking down the street, I saw a homeless man.
(Caddeden aşağı inerken, evsiz bir adam gördüm.)

Benim çevirim bu şekilde, ancak tek şekilde çevrilebilir diyemeyiz, çünkü konunun Türkçede net* bir karşılığı yoktur.
(İnerken, İnişte, İniyorken gibi şekillerde tercüme edilebilir.)

x Past Participle (-ed)

Nasıl ki konu alt başlığının present* olmasının, cümlede geçen tense ile alakası yoktu, burada da yine aynı şekilde. Past kelimesi bize burada farklı bir şey anlatıyor. Past participle kullanabilmemiz için, cümlenin anlamı passive/edilgen olmalıdır.

Örnek:

The club, which was founded 20 years ago, is more popular than ever.
Klüp, ki 20 yıl önce kurulmuştu, her zamankinden daha popüler.
Founded 20 years ago, the club is more popular than ever.
(20 yıl önce kurulmuş, klüp her zamankinden daha popüler.)

bu seferki örneğimizde ise nesne - yani etkilenen - yani yapılan iş iki cümlede de aynı kaldı.

Örnek:

If it is stored in the fridge, the pudding will keep for up to one week.
(Eğer buzdolabında saklanırsa, puding bir haftaya kadar dayanır.)
Stored in the fridge, the pudding will keep for up to one week.
(Buzdolabında kalışıyla, puding bir haftaya kadar dayanır.)

x Perfect Participle (having V3)

Biliyorsunuz ki perfect tense geçmiş ile alakalıdır. Buradan yola çıkarak, kullanılan cümlelerden birinin diğerinde daha önce olmuş olması gerektiği sonucuna varabiliriz. Hadi örnekleyelim.

İpucu: İngilizce özel ders alabileceğin öğretmen araştırması yapıyorsanız sayfamızdan en iyi öğretmen araştırması yapabilirsiniz. 

Örnek:

After we had found a hotel to stay, we looked for somewhere to eat.
(Kalacak bir otel bulduktan sonra, yemek için bir yer baktık.)
Having found a hotel to stay, we looked for somewhere to eat.
(Kalacak bir otel bulmuş olmakla, yemek için bir yer baktık.)

burada Past Perfect kullanıldı, kısaca geçmişin geçmişi diye tabir ediyoruz. Yani geçmişte bir olay yaşandı, ama onun da öncesinde yaşanan bir olay var, bunun için Past Perfect kullanılır. Dolayısıyla biz de ilk yaşanan olayı Past Participle (having V3) ile anlatıp, ardından diğer cümlemizi devam ettirdik. 

Örnek:

Because I had seen the film twice, I didn't want to see it again.
Filmi iki kez izlemiş olduğum için, yeniden izlemek istemedim.)
Having seen the film twice, I didn't want to see it again.
(Filmi iki kez görmüş olmakla, yeniden izlemek istemedim.)

Belki daha iyi bir Türkçe ile çevrilebilirdi perfect participle cümlesi, ancak yorumlu çeviri yapmak basit. Ben burada olabildiğince değiştirmeden, ama bir yandan da anlamı bozmadan bir çeviri yaptım sizler için. 

x Negative/Olumsuz:

Konumuz aslında bu üç arkadaştan ibaret, ancak bir de olumsuz ve edilgen halleri var. Şimdi sırasıyla bunları inceleyelim. Olumsuz cümlelerle başlıyoruz. 

Örnek:
Because I didn't feel tired, I went to the gym.
Not feeling tired, I went to the gym.

I hadn't taken my umbrella with me, I got wet in the rain.
Not having taken my umbrella with me, I got wet in the rain.

x Passive/Edilgen

Aklınızda şöyle bir soru oluşabilir belki. Biz zaten passive yani edilgen çatıyı az önce Past Participle ile kullandık, peki şimdi göreceğimiz şey ondan farklı mı olacak? 
Evet, past participle dışında, az önce gördüklerimiz active/etken cümlelerdi. Şimdi ise genelde etken olarak kullanılan participle türevlerinin edilgen olarak nasıl kullanıldıklarına bakacağız. 

İpucu: Online İngilizce derslerine ihtiyacın varsa sayfamızdan en iyi öğretmen araştırması yapabilirsin. 

Örnek:

While he was being interrogated by the police, the old man had a heart attack.
(Polis tarafından sorgulanıyorken, yaşlı adam kalp krizi geçirdi.)
Being interrogated by the police, the old man had a heart attack.
Polis tarafından sorgulanıyorken, yaşlı adam kalp krizi geçirdi.)

Bu örneği özellikle kullandım çünkü present participle kullandığımız cümlenin Türkçesine dikkat çekmek istedim. 
Polis tarafından sorgulanmada, sorgulanışta, sorgulanıyorken, ... bunların hepsini söyleyebiliriz. Bazen Türkçe çeviri anlamlı gelmeyebilir, ya da günlük hayatta o şekilde kullanmıyoruzdur. Böyle durumlarda yorumlu çeviriye başvurabilirsiniz. 

Örnek:

She earns a lot so she can spend a lot.
Earning a lot, she can spend a lot.

Örnek:
The car had been damaged  in the accident and it wouldn't start.
Having been damaged in the accident, the car wouldn't start.

x Negative Passive

son  bölüme ilerlerken şimdi biraz daha ileri seviye bir örnekle devam etmek istiyorum.