Çocuğum Okuma Yazmayı Öğrenemiyor Ne Yapmalıyım?

Öncelikle henüz 1. Sınıfın başlarındaysak aşırı derecede sakin olmalıyız.  Şu asla unutulmamalı, her birey farklıdır, kendileri farklı oldukları gibi öğrenme hızları da farklıdır. Sınıf ortamında elbette daha hızlı kavrayan veya nispeten diğerlerinden daha geç kavrayan öğrenciler olacaktır. Okuma yazmayı öğrenmedeki sorumluluk yalnızca sınıftaki öğretmene, öğrenciye veya yalnızca ebeveyne ait değildir. Burada farklı değişkenler devreye giriyor olabilir.

Bunlar genel hatlarıyla şöyle olabilir. Çocuğum okuma yazmayı öğrenemedi, ne yapmalıyım? diyorsanız aşağıdaki 5 değişkenleri inceleyebilirsiniz;

1. Öğrenci sınıfta dersi çok güzel anlıyor ama evde tam anlamıyla pekiştirme tekrarları yapamıyor veya bu konuda anne baba yeterli desteği göstermiyor olabilir.
    
2. Öğrenci sınıfta dersi çok güzel anlıyordur ama anne babanın konuya dair bir fikri yoksa yahut yanlış şekilde çalıştırıyorlarsa çocukta kavram yanılgıları oluşuyor ve bu nedenle öğrenmesi güçleşiyor olabilir. Böyle bir durumda ebeveynler öğretmeninden destek alarak doğru bir şekilde çalıştırmayı öğrenmeliler. Eğer bu konuda yeterli destek alamadıklarını düşünüyorlarsa farklı bir sınıf öğretmeninden yardım almalılar.
    
3. Sınıftaki öğretmen yeterli ilgiyi göstermiyor, konunun anlaşılmasıyla alakalı ısrarcı olmuyor veyahut nispeten hızlı kavrayan çocukları baz alarak konunun (harf-seslerin) üzerinde yeterince durmadan geçiyor olabilir. Bu durum da ebeveynler değerlendirme yapıp, gerekirse öğretmenle iletişime geçmelidir. Durum düzelmiyor ve daha kötüye gittiği düşünülüyorsa öğretmen değiştirmeyi düşünülebilirsiniz. Buna da imkan yoksa kesinlikle farklı bir sınıf öğretmeninden özel destek alınmalıdır.
    
4. Öğretmen çok ilgili, öğrenci azimli ve ebeveyn evde olabildiğince derslerine yardımcı oluyor ama yinede çocuk okuma yazmayı öğrenemiyor veya kısmen öğreniyorsa biraz daha öğrenciyi yakından takip etmeliyiz. Ters yazdığı, karıştırdığı veya sürekli unuttuğu harfler varsa – ki böyle bir durum varsa ilgili ve işini bilen bir sınıf öğretmeni öğrenciyi ve aileyi gerekli mercilere yönlendirecektir- o zaman daha uzmanca bir destek almalısınız.
    
5. Bu durumların dışında her şey (öğretmen-ebeveyn ilgisi-akademik öğretim süreci) çok güzel ve yerli yerindedir ama çocuk içine kapanık, çekingen, arkadaşlık kurmakta zorlanan, soru sormaktan çekinen, fikir beyan etmekten, anlayamadığını söylemekten korkan, sınıfta dışlanan veya akran baskısına maruz kalan bir öğrenci olabilir. Bu saydıklarımdan herhangi birisinin varlığından dolayı da öğrenmekte güçlük çekiyor olabilir. Nitekim biz yetişkinler bile baskının olduğu ya da kendimizi rahat hissetmediğimiz ortamlarda bir şeyi anlamakta, öğrenmekte hatta ve hatta çok iyi bildiğimiz bir şeyi bile yapmakta zorlanırız. Bu durumda da çocuğun ilgi ihtiyaçlarını iyi belirleyebilmeli, onu yüreklendirmeli ve derslerinde doğru bir şekilde destek olabilmeliyiz. Eğer ebeveyn olarak yeterince faydalı olamadığınızı düşünüyorsanız, işini bilen bir öğretmenden destek almalısınız.
    

Yazının başında eğer 1.sınıfın henüz başlarındaysak demiştim. Peki 2. veya 3. Sınıfa kadar okuma yazmayı öğrenemeden gelmişsek ne yapılmalı? Bir kere bu kadar süre geçmişse zamanında yeterli özen gösterilmediği anlaşılmaktadır. Çünkü okuma-yazmayı 1. Sınıfta, normal olan tüm öğrencilerin rahatlıkla öğrenebileceği bir gerçektir. İşi ciddiye almalı ve yavrunuzun geleceği için gerek okuma-yazma öğretimi konusunda, gerekse var olan bir problemin üstesinden gelmek adına doğru kurumlara yönlendirecek bir uzmanın ellerine kendinizi bırakmalısınız.