Yurt Dışına Çıkmanın Önemi ve Farkları

Ben Kimim?

- Ben Kadir, şu an bu yazıyı Barcelona’daki evimden yazıyorum (semt bizim ev kira, yanlış olmasın). 25 yaşındayım, Adana’da doğdum, büyüdüm. 18 yaşında Ordu Üniversitesi İktisat bölümüne kaydolmak üzere Adana’dan ayrıldım. 24 yaşına kadar bir ayağım Ordu Ünye’de diğeri bazen ülke dışında bazen de Türkiye’nin herhangi bir yerindeydi. 6 yıl süren öğrencilik hayatıma 4 Erasmus programı sığdırdım. Bunlardan birisi hibesiz ve kendi sponsorluğumdaydı. Okul hayatım süresince toplamda 17 ay yurt dışında bulundum. Bu sürelerde Slovenya, Litvanya, Almanya, Fransa, İspanya gibi ülkelerde birkaç aydan fazla kaldım. Yaşam tarzlarına, hayat görüşlerine, havasına, suyuna şahit oldum. Günlük, haftalık gezilerim de oldu, bunlarla birlikte 20 kadar ülke de bulunma fırsatı yakaladım. Üniversitemi bitirince soluğu İspanya’da aldım ve halen İspanya sınırları içerisinde bir sonraki hayalime ulaşmak için gün sayıyorum. Aranızdan birilerine ilham olma umuduyla bu yazımı sizin için hazırlıyorum.

Yurt dışına çıkmanın önemi

Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü 20 yaşında ilk kez yurtdışına çıktım ve hayatımı genelde yurtdışına çıkmadan önce ve çıktıktan sonra olarak ikiye ayırıyorum. Baştan söylemek istediğim konu ise hayaliniz Eyfel’in önünde fotoğraf çektirmek veya Pisa kulesini nasıl tutsam acaba gibi basit olmasın. Günümüzde artık herkes bir yolunu bularak yurtdışına çıkabiliyor, yaptığınız bir, iki günlük geziden sonra o ülke hakkında bütün her şeye hakim olduğunuzu düşünmeyin böyle düşünen çok insan olabiliyor. Öte yandan gittiğiniz ülkede kendi yaşam tarzınızı yaşamak size pek bir şey katmayacaktır. Eğer bu şekilde gezerseniz o ülkelerden sadece gezdiğiniz ve gördüğünüzle kalırsınız. Böyle gezi veya herhangi program planlıyorsanız, Türkiye’de harika yerler var ve Türkiye’de kalmanız hem sizin hem de bütçeniz açısından doğru karar olacaktır.

Gelelim benim tecrübe ettiklerime bence yurtdışına çıkmak sizin hayatınızı değiştirecek nitelikte bir olay, en azından benim için öyle oldu. Tabii kalacağınız süre de önemli bu konuda. Benim için en önemli olay eksikliklerimle yüzleşiyor olmaktı. İlk yurtdışı tecrübemi Slovenya/Maribor’da yaşadım. Hiç unutmam havaalanında Serap ve Ahmet ile tanıştık. Aynı üniversiteye gidiyoruz hatta aynı yurtta kalacağız. Havaalanından çıktık, bizi Maribor’a götürmesi için 5 kişilik bir araç kiraladık. Bu sırada Ahmet ve Serap şoförle konuşuyor ben ve diğer arkadaşlar izliyoruz. Bunun üzerine ertesi gün Üniversite’ye kayıt için gidiyoruz yine aynı grup. Ahmet ile Serap hallediyor çıkıyor, biz giriyoruz 1dk sonra çıkıp Ahmet’ten yardım istiyorum çünkü bir şey sordu ve anlamadım. Ahmet ile hallettikten sonra aramızda geçen konuşma şu şekilde;

Ahmet: Dil yok! Siz neye güvenerek geldiniz ?

Ben: Biz de dil yok, cesaret var.

bunun size ne kadar kötü hissettirdiğini anlatamam. Bu 3-5 günlük bir gezi olsa eminim böyle hissettirmez çünkü işimi halledeyim ne de olsa birkaç güne döneceğim düşüncesi hakim olabilir ama ben 5 ay kalacağım, yani durum sıkıntı.. Bu yüzden kendinizi geliştirmek zorundasınız ve yabancı dili öğrenmenin yolu o dile maruz kalmak. Bunun yanında çok sayıda yerli, yabancı yeni insanla tanışacaksınız. Maribor’da oda arkadaşım Muhammet’te bana çok şey öğretmişti aslında. Şu an burada bir konu açalım mutlaka o konuda bilgi sahibidir. Mesela dışarı çıkıyoruz sabah 5-6 da geliyoruz, saat daha sabahın 8’i Muhammet uyanmış, bir şeyler araştırıyor, izliyor, öğreniyor. Böyle bir oda arkadaşınız olunca ister istemez sizde kendinizi yenilemeye, geliştirmeye çalışıyorsunuz. Tabi bunlar benim tecrübelerim sizinkiler de illa böyle olacak diye bir durum yok. Bunlara ek olarak Dünya’nın farklı ülkelerinden insanlarla tanışıp, yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni görüşler elde edeceksiniz. Yeni insanlar, yeni kültürler keşfetmek Dünya’ya bakış açınızı değiştirecek. Yurtdışında insanlar eğlenmeye çok önem veriyor ve hayatınızda görmediğiniz eğlenceler, deneyimler sizi bekliyor olacak. Şahsi fikrimi sorarsanız yurtdışına çıkmanın size katacağı vizyon kalan hayatınızın temel taşlarını oluşturacak. Bu yüzden yurt dışına çıkacak ya da çıkmak isteyen insanlara her zaman zevkle yardımcı oldum ve olmaya da devam edeceğim. Onların hayatında oluşabilecek pozitif değişimlerin bana verdiği hazzı size anlatamam.

İspanya’nın önemi

Birçok ülkede bulunmama rağmen kendime en yakın hissettiğim ülke İspanya oldu. Bunun için birçok neden sayabiliriz. Havası Türkiye ile benzerlik gösteriyor. Mesela Bask, Galiçya bölgeleri Karadeniz havasını andırırken, Endülüs, Murcia, Valencia, Catalunya bölgeleri zaten Akdeniz’e baktığı için ılıman iklim hakim, başkent olduğu için midir bilinmez ama Madrid ise bildiğimiz Ankara havası. Bir Akdeniz ülkesi olduğu için de insanları sıcakkanlıdır. Konuşmayı çok severler, siz bitirmediğiniz sürece mutlaka konuşacak konu bulabilirler. Eminim bu da size bir yerden tanıdık geliyordur.. El Clasico’suyla, Flamenco’suyla, Fiesta’larıyla Avrupa’nın en hareketli ülkelerinden biridir. Neresinde olursanız olun mutlaka geleneksel bir festivale denk gelirsiniz. Elbette içlerinden biri ilginizi çekecektir. Bunlara ek olarak tarihi, sanatı ve mimarisiyle de sizi etkileyecektir. Yılın herhangi bir ayı gelebilirsiniz. Yazı farklı, kışı farklı seçenekler sunar. Plajları ne kadar güzelse, kayak merkezleri de o kadar ilgi çeker. Su sporlarından kış sporlarına, dağcılıktan doğa yürüyüşlerine kısaca tüm gezginlere hitap eder.

Barcelona’nın Önemi

Şu an düşünüyorum da Barcelona’ya ilk seyahatim, staja gelişim, burada yaşamaya başlamış olmam hepsi sadece birer hayaldi. Hatta şöyle anlatayım 2014 yılında Letonya’ya uçan bir uçaktayım, Litvanya’ya 3 aylığına staja gidiyorum. Uçakta hayal kurmaya başladım ve iki hayal belirledim. Birisi sadece 1 ayımı Litvanya’da geçireceğim, geri kalan zamanda ise gezeceğim. İkincisi ise bu kalan 2 aylık süreçte mutlaka Barcelona’ya gideceğim üzerineydi. ikisini de gerçekleştirdim. Bir eğitim kampı için 2 günlüğüne Barcelona’ya geldim. O gelişimde çok gezme fırsatım olmamıştı. 2016 da 6 aylık staj ayarladım ve tekrar geldim. Bir şeyi gerçekten isteyince yolunu mutlaka buluyorsunuz. Barcelona şu an kendimi en yakın hissettiğim şehir, Adana’dan bile yakın siz düşünün. J Benim için yeri, önemini geçip, Barcelona’nın neden bu kadar değerli oluşuna gelelim. Öncelikle google’a sorarsanız Barcelona diye ilk çıkan şey Barcelona FC olacaktır, hatta bugünlerde Dünya genelinde 1 milyar $ gelirini aşan ilk kulüp oldu. Burada da futbol çok ilgi görüyor öyle ilgi görüyor ki binlerce kilometre öteden maç izlemeye gelenler de azımsanmayacak düzeyde.

Tabii ki sadece futbol takımı değil konumuz. Mimarisiyle de çok ünlüdür. Bunu Gaudi’siyle ünlüdür diye de düzeltmek mümkün çünkü Barcelona deyince akla gelen ilk yapı sanırım La Sagrada Familia oluyordur. Bitirilemeyen meşhur Bazilika (bir çeşit kilise) 136 yıldır yapımı devam eden bir kiliseden bahsediyoruz. Gaudi hayatının 43 yılını bu yapıya harcamış ve ölümü de bir inşaat kazasıyla yine burada olmuş. Şehrin dört bir yanında Gaudi’nin yapılarıyla karşılaşmanız mümkün Parc Güell bunlardan birisi ve UNESCO tarafından Dünya mirası listesine eklenmiştir. Casa Battlo, Casa Mila, Casa Vicens, Palau Güell, Casa Calvet diye uzayan birçok yapıları mevcut. İsim olarak yazıp geçtiğime bakmayın her biri hayran olacağınız yapılar eminim.. Merakınızı gidermek için tek tek araştırıp görmenizde yarar var.

Barcelona sadece mimarisiyle değil, şehir düzenlemesiyle de size görmediğiniz bir görüntü sunuyor. Şehri düzenleyen ise Katalan mühendis IIdefons Cerda’dır. Cerda’nın bu çalışması bilimsel anlamda ‘modern şehir’ anlayışını da değiştiriyor. Standart büyüklükte binalar, ortası bahçe veya meydan olarak kullanılabilecek dörtgen görünümlü bloklardan oluşturuyor. Blokların ortasının boş olmasının nedeni evlerin yeterince hava, güneş ve ışık alması içindir. Bu arada blokların her köşesi 45 derece açıya sahip, bu özelliği ile ulaşımın sağlanmasını kolaylaştırıyor. Barcelona sokaklarında yürüyerek de birçok yere kolayca ulaşabiliyorsunuz. Ben çoğu zaman blokları hesap ederek yürüyorum mesela J Barcelona sokaklarında yürümek de bir o kadar zevkli, bu yüzden Cerda bir teşekkürü hak ediyor.

Barcelona plajlarını unutmak ne mümkün. Yaklaşık 4.5 kilometre alanda 9 plaj bulunuyor. Bunların en eskisi San Sebastian plajı ve sırasıyla Barceloneta, Nova Icaria, Bogatell, Marbella diye uzanıp gidiyor. Ölmeden önce yapılması gerekenler listesine ekleyin derim.

Barcelona’da gece hayatı! Tabii ya.. unuttuğumu düşünmediniz umarım. J Aktif olarak gece hayatındayım bu yüzden sona saklamak istedim. Barcelona’ya gelmeden önce bana ulaşırsanız, sizi eğlendiririm. Bazen haftanın 5-6 günü bazen 2-3 günü gece dışarı çıkıyorum. Size şunu temin edebilirim ki yaz, kış fark etmez haftanın 7 günü eğlenebilecek yer bulmanız mümkün kılacak kadar aktif bir gece hayatına sahip. Yılın her döneminde turisti çeken bir yapısı olduğu için eğlencesi de bitmiyor. Ben de gece hayatındayım anlaşmalı olduğum gece kulüpleri ve mekanlarla çalışıyorum. Özellikle yaz aylarında birçok ünlü ismin sahne aldığı gece kulüpleri ile dolu bir şehir Barcelona.

Hayatınızda ki Kendinizin Önemi

Bu yazımı sınava hazırlanan bir öğrencinin veya sınava hazırlanan bir öğrenciye eğitim veren bir öğretmenin okuyacağını düşünüyorum. Öğrenci de olsanız, öğretmende olsanız fark etmez. Ben henüz geçen yıl üniversitemi bitirdim ve öğrenciliğe veda ettim fakat hayatımın son 6 yılını hayat üniversitesinde öğrenci olmak için harcadım. Her gün yeni bir tecrübe, yeni bir kelime öğrenip kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Kendi kararlarımı alıp, kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum. İster lise, ister üniversite okuyun, hayatınızı şimdiden planlamaya çalışın. 1 yıl sonra, 5 yıl sonra nerde olabileceğinizi düşünün. Bugününüzü 1 yıl sonra olmak istediğiniz yer için harcayın. Saat sabah 05.30 olmuş hala ne yazabilirim, atladığım bir şey var mı diye düşünüyorum. Umuyorum yazı okuyan insanlara bir katkıda bulunur, umarım hayatınızda istediğiniz her şey dilediğiniz gibi gerçekleşir. Bana sosyal medya aracılığı ile ulaşabilirsiniz, sorularınızla rahatsız olmaktan zevk duyarım.

Siz de konu ile ilgili eklemek istediklerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.

Kadir Şahin'e bu mükemmel yazısı için teşekkür ederiz..