Bütün Çocuklar Özeldir. Her Birey Aynı Kalıba Giremez

Bazı çocuklarımız sahip oldukları özellikler gereği farklılıklar gösterirler. Öğrenciler engelli (zih.yetersizlik,disleksi,veya daha farklı) veya normal bir sınıfta verilen matbu programa yetişemezler. Konuları anlamazlar anlamadıkça başarı ve istekleride düşer. Bu eğitim sistemimizden kaynaklı kalıp sisteminden de kaynaklanır, bireysel öğretmen etkisinden de kaynaklanır. Normal zekaya sahip çocuklarda özellikle 1.sınıfta sesleri birleştirememe ya da matematikle ilgili sıkıntılar yaşandığı belli bir gerçektir. Ancak çocuklar gerçekten bu işi bilen birisiyle karşılaşır ve devam ederse eksik bırakılmış boşluklar dolar. Bu site de veye başka benzer siteler öğretmen arayan velilerle dopdolu. Demek ki okullarda eksik kalan yerler bir süre sonra karşımıza sorun olarak çıkmaktadır. Özel ders doğru kişiyle giderse tabi ki çok önemlidir. Çünkü her çocuğu uygulanacak öğrenme programı ayrıdır. Okullarda böyle bir şey mümkün olmadığı için sürekli sorunlar çıkmaktadır. Tek bir programla milyonlarca çocuk yetiştirilmeye çalışılıyor. Herkes aynı kalıba sokuluyor.

Oysa ki eğitim ve öğretim arasındaki farklılığı göz önünde bulundurmak gerekir. Kavram kargaşası yaşanan bu iki terimin önce ayrıştırılması gerekir. Eğitim genelde temeli 6 yaşına kadar atılan kişinin doğumdan getirdiği karekteristik özelliklerinin olumlu şekilde kişiliğine yansımasıdır. Öğretim farklı bir kulvardır. Bilgi ve becerileri hayata geçirip kullanmayı hedefler. Her ikisinde de basamaklar vardır. Eğer bunların biri atlanarak yola devam edilirse daha sonraki süreçte karşınıza büyük bir sorun olarak çıkar. Kaçıncı sınıfta olursa olsun kişinin ders veya davranış sorunu daha önceki bir döneme aittir. 5.sınıfta matematiği anlamayan öğrenci 5 yıl kendisine verilenleri anlamış mıdır? Eksik bırakılan taş mutlaka kaya olarak karşınıza çıkar. Verilen konuların bu nedenle iyi sindirilmesi gerekir.

Özel derslerle çocukların geçmişte nerede eksiği olduğu tespit edilmeli ve gerekirse sil baştan çalışılmalıdır. Daire, yarım daire, çeyrek daire bilmeyen çocuğa analog saati öğretemeyeceğimiz gibi düşünme ve mantık kurma kurallarını da vermek gerekir. Ezbercilik değil, hızlı ve doğru düşünme becerisi sadece özel dersle kazanılan bir özelliktir. Çocuklar öğrendikçe severler ve kendilerine güvenleri artar. Bilmediğimiz bir konuda pek fikrimiz olmaz varsa da kendimize güvenmeyiz. Okuma yazma veya matematik becerilerinde çalışılırken çocuğa uygun şekilde sindire sindire gidilirse ister engelli ister normal olsun öğrenmeyecek birey yoktur. Sadece herkes aynı şekilde öğrenemez. Kişiye özgü yöntem ve programlarla kişinin ilgisi dikkate alınarak gidilmelidir. Görsel ve işitsel hafızayı düzgün olarak sistemli kullanmak gerekir. Bütün bu süreç sadece özel ders saatinde birebir çalışmayla mümkün olur.

Okul Öncesi ve Özel Eğitim Öğretmeni - Nurdan T