ogretmengmgeim
Taskin U.
İngilizce,Almanca
Aydın / Kuşadası
ogretmengmgeim
Taskin U.
Almanca Öğretmeni
12
Etkileşime Geçti
-
10 Yıl
Tecrübe

Aydın / Kuşadası

10 Yıllık Tecrübe

Almanca Öğretmeni

Verdiği Dersler: Verdiği Dersler İngilizce,Almanca

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi / Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi / Almanca Öğretmenliği -

Goethe Fit - TeLC - TestDAF - DSD - Sınav Hazırlık ve Ders Takviye

Online ve Yüz Yüze
Bilgi: Online akademimizde son 48 saat içinde 303 farklı ders yapıldı
Süper Popüler Son 48 saat içinde 379 kişi ders almak için başvuru yaptı
650₺
60 Dakikalık Ders
4.6
0 Değerlendirme
12 Etkileşime Geçti
Genellikle 24 Saat içerisinde yanıt verir

Hakkımda

Merhaba.Taşkın UZUN ben. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldum. ([ENGELLENDİ]) Almanya’daki eğitim sisteminde Türkiye’ de 1999 yılına kadar karşılığı olan Gymnasium’dan yani Anadolu Lisesi’nde ortaokul ve lise eğitimimi yabancı dil ağırlıklı olarak tamamladım. Birinci yabancı dilim bu sebeple İngilizce’dir. Akabinde YDS İngilizce’ sınavında başarılı olarak Almanca Öğretmenliği Lisans Programına kabul edildim. Almanca eğitimime ilk olarak Anadolu Lisesi’nde 1996 yılında başladım ve günümüze kadar geçen zaman zarfında bu dil artık benim birinci yabancı dilim olmuştur. Hayatımı yaklaşık 16 yıldır bu dilin Türkiye’de öğretmeni olarak çalışarak kazanıyorum. İngilizce ile bağım da hiç kopmadı. 2007 yılında yaklaşık 6 ay Amerika’da yaşadım. Derslerimi bu iki yabancı dil bağlamında ihtiyaç duyulursa da Türkçe’yi de kullanarak 3 dilde işleyebiliyorum. Çağın ve mesleğimin gerektirdiği tüm teknolojik ve pedagojik yetilere ziyadesiyle vakıfım.

Saygılarımla.

Taşkın Uzun – Almanca Öğretmeni

 

Neden Benden Ders Almalısınız?

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Keyifli okumalar..

 

Mantığı kavranmadan hiçbir alanda önce otomatikleşme ardından da uzmanlaşma gelmez.

 

Alman dili özelinde.. Bu dili öğrenme ihtiyacı hasıl olan ve ana dili Alman dilinin mensup olduğu dil ailesinden gelmeyen herhangi bir birey... Kendi dilinin işleyiş mantığından sıyrılmadan buradaki hedef dil olan Almanca'nın mantığını kavramadan bu dilde etkili bir öğrenme sürecinin içerisinde kendini bulamaz ve istendik yönde bu dili kullanma yetisine erişemez.

 

Bu noktada dünya üzerinde halihazırda basılmış, yayımlanmış "en iyi" "en güzel" "en en en en.. " tüm dijital ve fiziki materyaller boşa çıkar.

 

Kaldı ki ana dili Ural-Altay dil ailesine mensup Türkçe olan birine yine kendi anadili Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu Cermen dil ailesinden gelen dünyanın en iyi "öğretmeni" tarafından hazırlanmış hangi materyali sunarsanız sunun ya da o öğretmen bizzat ders versin..

 

..o, hiç yaşlanmayacak...hep o dille ilk karşılaştığı anda, o yaşta.

 

"..ich [ENGELLENDİ] .... Jahre alt."    olarak kalacaktır. :)

 

Dil eğitiminin bu materyal yani kırtasiyecilik tarafı da ayrı bir sektördür. Pazarlama taktiğidir, süslemedir, güzellemedir. Bu mantıksızlığa harcanan emek, zaman beyhudedir.

 

İhtiyaç hasıl olur.. kursa araştırmaya başlarsın, gider görüşürsün.. Bir kur minimum 40 saat olurmuş.. Kısım kısım da bölmüşlerdir A1, A2.... onları da bölmüşlerdir A1.1 - A1.2 .. :) 

Hadi or'dan!

 

Peki, Hoca'm.. sen ne yapıyorsun?! 

ilk önce en başta bahsettiğim mantıksal güncelleme ve yüklemeyi yaparak seni bir silkiyorum.

 

Akabinde...hiçbir materyal kullanmıyorum.

 

Bireyin hedefine ve hazırbulunuşluluğuna yönelik -ki bu hazırbulunuşluluğu ölçüp anlamak saniyeler alan bir işlem basamağı- işlenecek dersin akışı öğrencilik sıralarımdan öğretmenlik kürsüme kadar geçen yıllarım içerisinde edindiğim tecrübe ile tamamen benim zihnimdeki saman kağıtlarına ya da tepegözden yansıtılmak için asetat üzerine yazılmış not kağıtlarıyla gözümün önünde.. öğretmenlerimin sesleriyle kulaklarımda..

 

Kendi süzgecimden geçirerek eyleme dökülecek şekilde senin karşında..

İhtiyacın olan tek şey öz disiplinini işe koşarak almak...

 

Ana akımın çizdiği çerçevede dünyanin en iyi dersini o derste islesem -ki öyle bir iddiam yok- ders sonrası sen öğrenme sürecinin sorumluluğunu ders dışı tekrar ve pekiştirme çalışmalarınla almıyorsan.. benimle geçirdiğin zaman da beyhude...

 

Dediklerimi yaparsan zamanın ruhunu yakalamanı ve istemesen de yaşlanmanı seve seve sağlayabilirim. (:

 

"Öğretmenlik yaparak yaşayarak hem icra etmeyi hem de öğretmeyi öğrendiğin özel bir meslek. "

 

Neler gördü bu gözler...

Almanca sular,seller.. o dilin yaşadığı ülkede doğulmuş, istemsiz öğrenilmiş.. Bursa Bülbülü gibi cibili cibili şak şak...

Öğretemedikten, aktaramadıktan sonra git çağrı merkezinde elektrik sayacı sat, der yazımı sonlandırırım.

 

Dersen ki Hoca'm! Sen kendinle çeliştin bu son yazdığınla yazının girişinde bahsettiğin mantıkla...

 

Sen zaten benden ders alma :) 

 

Sevgiler&Saygılar.

Verdiği Ders ve Saat Ücretleri

Almanca - Yabancı Dil / 45 Dk
Online : 650.00₺ | Yüzyüze : 650.00₺
İngilizce - Yabancı Dil / 45 Dk
Online : 650.00₺ | Yüzyüze : 650.00₺
Değerlendirme (0)
0.0
Öğretmen
0 Değerlendirme
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)

Yorum ve Referanslar (0)

Taskin Öğretmen Hakkındaki Görüşlerinizi Yazın

650₺
60 Dakikalık Ders
0.0
0 Değerlendirme

12 Öğrenci ile Etkileşime Geçti

Genellikle 24 Saat içerisinde yanıt verir