Prag'da (Avrupa) yaşayan, mebde daha önce kadrolu çalışan öğretmen tecrübesiyle çocuklara İngilizceyi oyunlarla sevdiren profesyonel eğitimci.

"6 yıl boyunca devlet okullarında 30-40 kişilik sınıflarda ders verdim. O kalabalıkta gördüğüm en büyük eksiklik şuydu: Her çocuğun öğrenme hızı ve ilgi alanı farklıdır, ama müfredat herkes için aynıdır.

Ben özel ders veriyorum çünkü; resmi müfredatın sıkıcı kalıplarına sıkışmadan, çocuğun kendi hızında ve kendi ilgi alanlarına göre (futbol seviyorsa futbolla, müzik seviyorsa şarkılarla) ders işleyebiliyorum. Bir çocuğun kalabalıkta kaybolmasını değil, birebir ilgiyle potansiyelini keşfetmesini izlemek benim için en büyük motivasyon kaynağı.

Tecrübem şunu gösterdi: Çocuklar 'ders çalışmayı' sevmez ama 'oyun oynamayı' sever. Ben de tam olarak bunu yapıyorum! 6 yıllık pedagojik deneyimimle, İngilizceyi çocukların en sevdiği oyunların içine entegre ediyorum. Öğrencilerim benimle ders yaparken aslında İngilizce öğrendiklerini fark etmezler bile; sadece eğlenirler ve günün sonunda akıcı konuşmaya başlarlar. Prag'dan getirdiğim vizyonla, çocuğunuza neşeli bir öğrenme ortamı sunuyorum.

Özgüven ve Cesaret: "Hata yapmaktan korkan" öğrenciyi, "Hata yapa yapa öğrenen ve konuşmaktan çekinmeyen" bir bireye dönüştürürüm.

Ders Sevgisi: İngilizcenin sıkıcı bir "okul dersi" değil, dünyayı keşfetmek için harika bir "oyun aracı" olduğunu gösteririm.

Akıcı Konuşma (Speaking): Sadece kağıt üzerinde test çözmeyi değil; Prag'da yaşadığım tecrübelerle, gerçek hayatta nasıl [ENGELLENDİ] kurulacağını öğretirim.

Global Vizyon: Çocuğunuza sadece dil öğretmem; ona Avrupa'da yaşayan bir eğitimci olarak farklı kültürleri tanıma ve dünya vatandaşı olma vizyonu katarım.

Profesyonel Geçmiş: Sıradan bir kurs hocası değilim; Türkiye'de 6 yıl boyunca MEB bünyesinde kadrolu sınıf öğretmenliği yapmış, devlet disiplinini ve ciddiyetini bilen profesyonel bir eğitimciyim.

Avrupa Vizyonu: Kariyerime şu an Avrupa'nın kalbi Prag'da devam ediyorum. Bu sayede derslerimde sadece Türkiye müfredatını değil, evrensel metotları kullanıyorum.

Pedagojik Uzmanlık: Formasyonum sayesinde çocuk psikolojisinden, dikkat süresinden ve öğrenme stillerinden profesyonelce anlarım. Her çocuğa aynı reçeteyi değil, ona özel metodu uygularım.

Eğlenceli Yaklaşım: Eski bir sınıf öğretmeni olarak, çocukların sıkıcı dersleri değil; oyunları sevdiğini bilirim. Bu yüzden benim sınıfımda "sıkılmak" yasaktır.

Oyunlaştırma (Gamification): Derslerimde klasik "kitabı aç, oku" yöntemi yoktur. İngilizceyi şarkılarla, dijital oyunlarla, kuklalarla ve yarışmalarla işlerim. Çocuk ders çalıştığını değil, oyun oynadığını sanır.

Konuşma Odaklı (Speaking First): Gramer kurallarına boğulmadan, önce duymayı ve konuşmayı hedeflerim. Tıpkı bir bebeğin ana dilini öğrendiği gibi doğal bir süreç izlerim.

Kişiye Özel Materyal: Öğrencinin ilgi alanı neyse (Futbol, Elsa, Minecraft, Uzay...) dersi o tema üzerine kurarım. Böylece öğrencinin dikkati asla dağılmaz.

İnteraktif ve Dijital: Avrupa standartlarında online araçlar ve akıllı tahta uygulamaları kullanarak, ekran başındaki süreyi en verimli ve eğlenceli hale getiririm.

Enerji Uyumu Her Şeydir: Bir çocuk öğretmenini sevmezse, o dersi de sevmez. Lütfen sadece diplomaya değil, öğretmenin çocuğunuzla kurduğu iletişime ve enerjiye bakın.

Hata Yapmak Serbest: Çocuğunuzun yanında "Hadi amcaya İngilizce konuş" diyerek baskı yapmayın. Bırakın hata yapsınlar. Biz derslerde hata yapmayı ve buna gülmeyi öğreniyoruz, çünkü öğrenme tam olarak orada başlar.

Süreklilik Mucize Yaratır: Dil öğrenimi maraton gibidir. Haftada 10 saat ders alıp bırakmak yerine, az ama istikrarlı (haftada 2-3 saat) devam etmek çok daha kalıcı sonuç verir.

Dil Ders Değil, Oyundur: Çocuğunuza "Ders çalışma zamanı" demek yerine "İngilizce oyun saati geldi" derseniz, verimin %100 arttığını göreceksiniz.