Ben, klasik müziğe ve insan sesine tutkuyla bağlı, eğitimini İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda sürdüren genç bir Opera öğrencisiyim.

İstanbul’da tek başıma yaşıyor ve eğitim hayatımı sürdürürken aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyorum. Bu nedenle, hem yetenekli hem de tutkulu olduğum bir alanda—müzik ve piyano eğitimi üzerine—özel dersler vererek emek vermeyi tercih ediyorum.

Şu ana dek iki farklı konservatuvar deneyimim oldu; bu süreçte birçok farklı hocayla ve yöntemle çalışarak sağlam bir teknik ve pedagojik bakış açısı kazandım. Edindiğim bu birikimi, şimdiye kadar birlikte çalıştığım iki öğrencime elimden geldiğince aktardım.

Size kazandırabileceğim şeylerin başında, sevdiğiniz eserleri çalabilme becerisi geliyor. Bu bir film müziği, bir dizi teması ya da klasik bir eser olabilir. Örneğin ben Alacakaranlık filmindeki melodileri çalmayı çok seviyorum ve bu tarz parçaları aktarabilecek teknik altyapıya sahibim—siz neden olmayasınız?

Derslerimizde size temel nota bilgisini kazandırırım. Ayrıca bir parçayı sadece ‘dam dam dam’ diye tuşlara basarak değil, gerçekten müzikaliteyle, nüanslarla ve duyguyla çalmayı öğretmeye çalışırım. Bu kısmı tamamen öğretilebilir mi bilmiyorum, çünkü müzikal ifade biraz hissel bir şeydir. Ama gerekli müzik terimlerini, ifadeleri, vurguları size elimden geldiğince aktarırım.

Ve en önemlisi: Ben oldukça rahat bir insanım. Yanımda gerileceğinizi hiç sanmıyorum. Kendimi klasik anlamda otoriter bir ‘hoca’ gibi görmüyorum zaten—beni daha çok, bir piyano sınıfında yanınızdaki çalışkan arkadaşınız gibi düşünebilirsiniz. Yardım etmeyi, birlikte ilerlemeyi ve paylaşmayı seviyorum.

Hakkımda bilmeniz gereken birkaç şey var. Öncelikle, derslerde karşılıklı emek vermek benim için çok önemli. Eğer düzenli çalışılmazsa, bu hem sizin gelişiminizi yavaşlatır hem de benim için süreci verimsiz hâle getirir. Bu yüzden, her ne kadar rahat ve eğlenceli biri olsam da, istikrarlı çalışmaya önem veririm—ve bu konuda gereken ciddiyeti gösteririm.

İstanbul’da yaşıyor ve eğitimimi burada sürdürüyorum. Ana branşım opera; bu alanda ilerlemek istiyorum. Ancak bir şancının, iyi bir piyanist kadar olmasa da, piyano konusunda yetkin olması gerektiğine inanıyorum ve kendi eğitimimi de bu yönde geliştirmeye devam ediyorum.

Bunları bilmeniz, birlikte daha sağlıklı ve verimli bir süreç geçirmemiz açısından önemli.

Dersleri nasıl işleyeceğime gelirsek; temel olarak birkaç farklı metot kitabından faydalanacağım. Bunlar arasında Czerny, Beyer gibi klasikleşmiş metodlar yer alabilir, ya da öğrencinin seviyesine ve ihtiyacına göre benim belirlediğim farklı kaynaklara da yönelebiliriz. Her metodun gelişime katkısı farklıdır—örneğin Czerny, teknik açıdan son derece etkili bir çalışmadır ve temel oturtmak için önemlidir.

Bunların yanında, minik eser kitapları ve özellikle Barok döneme ait Bach Menüetleri gibi kısa ama etkili parçalarla müzikalitenizi de geliştireceğiz. Teknik kazanımı destekleyecek şekilde, teorik altyapıya da önem veriyorum. Bu nedenle, derslerin içinde size ücretsiz olarak solfej ve ritim çalışmaları da sunacağım. Çünkü bu temel bilgiler olmadan piyanoyu anlamak ve hissetmek çok zor—ve bu süreci sizin için keyifli ve sürdürülebilir kılmak istiyorum.
 

Ders süresi gerektiğinde uzayabilir, çünkü önemli olan zaman değil, gerçekten anlayarak ilerlemek. Anlamadığınız her şeyi bana çekinmeden sorabilirsiniz. Ama size her zaman şu tavsiyeyi de vereceğim: önce kendi başınıza düşünün, çözmeye çalışın—çünkü asıl gelişim bu aşamada başlar.

Bu yolculuğun keyifli, öğretici ve ilham verici geçmesi için elimden geleni yapacağım.

Piyano öğrenme sürecinin büyük kısmı aslında öğrencinin kendisine bağlıdır. Ne kadar iyi bir eğitmenle çalışırsanız çalışın, eğer düzenli tekrar yapmaz ve temel teknik egzersizleri ihmal ederseniz, sağlıklı bir gelişim yakalamak zor olur. Bu yüzden dersleri sadece ‘1 saat bitti, kalkıyoruz’ mantığıyla değil, gerçekten verimli geçmesi için planlıyorum. Zaten ilanımda da belirttiğim gibi, ihtiyaç halinde derslerimizi 2 saate kadar uzatabiliyoruz.

Benim için önemli olan, öğrencinin gerçekten anladığını ve keyif aldığını hissetmesi. Piyano her gün saatlerce başında durmanız gereken bir enstrüman değil. Tam tersine, her gün kısa ama düzenli çalışarak, bunu bir hobi olarak görüp severek yaparsanız çok daha hızlı yol alırsınız. Eğlenmek bu işin en büyük anahtarı.