Derslerde ve LGS-YKS'de birlikte başarılı olmayı hedefliyorum.

Matematik Öğretmenliği okuduğum için öğretmenlik artık hayatımın vazgeçilmez bir parçası. Özel ders vermek ise bu mesleği hem daha verimli hem de daha anlamlı hale getiren alan oldu. Çünkü burada hem öğrenci ve ailesi, nasıl bir öğretmenle çalıştığını net bir şekilde biliyor, hem de ben öğrencimin ihtiyaçlarını yakından tanıyarak ona özel bir yol haritası çizebiliyorum.

Her öğrencinin öğrenme şekli farklıdır. Bu yüzden, klasik sınıf ortamları herkese hitap etmeyebilir. Ancak birebir çalışmalarda öğrencinin ihtiyaçlarını ve öğrenme stilini analiz ederek ona en uygun öğretim yöntemini belirlemek mümkün. Ben de tam olarak bunu yapmaktan büyük keyif alıyorum.

Performansımızı birlikte en üst seviyeye çıkarıyor, öğrencimin hedeflerine ulaşmasına destek olurken onun mutluluğuyla ben de motive oluyorum. Çünkü başarı, doğru yöntemle ve doğru rehberlikle mümkündür.

4 yıl içinde 40+ öğrenciye ders verdim. 4-12.sınıf aralığında olan öğrencilerim arasından LGS'ye giren 4 öğrencim istedikleri yerleri düzenli çalışarak kazandı. Bunların arasında Beşiktaş Anadalu - Çapa Fen ve Şehremini Lisesi var. YKS'ye giren öğrencilerim arasında da İstanbul Üniversitesi Hukuk - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri - Haliç Üniversitesi Endüstri Mühedisliği ve Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümlerini kazanlar oldu. Severek ve azimle yaptığım bu işte bir öğretmenden fazlası olmaya çalışarak elimden geldiğinde her yardımı yapmaya çalışıyorum.

Size kazandırmak istediklerim sadece konu anlatımı ya da soru çözümü değil. Öncelikle derslere karşı daha umutlu ve özgüvenli bir bakış açısı geliştirmeyi hedefliyorum. Eğlenceyle harmanlanmış, sizi yormadan ilerleten ama verim sağlayan bir ders çalışma sistemiyle çalışıyoruz.

Planlı ilerleyerek kendi potansiyelinizi keşfetmenizi sağlıyorum — çoğu zaman öğrencilerim bu süreçte kendilerini bile şaşırtıyor. Yeni nesil sorular için gereken geniş ve analitik düşünce yapısını birlikte geliştiriyor, derslerin aslında ne kadar basit olabileceğini adım adım fark ediyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi Matematik Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisiyim. Bilgisayar ve oyunlarla oldukça içli dışlıyım; müzik dinlemek de günlük hayatımın vazgeçilmezlerinden. Spor yapmayı çok severim ama hem okul hem özel ders temposu nedeniyle pek vakit bulamıyorum. Yine de masa tenisinde profesyonel seviyede oynuyorum.

Kitap okumayı gerçekten çok severim, her türden öneriye açığım. Öğrencilerimle olan iletişimimde mizacım karşımdakine göre şekillenir; genelde eğlenceli, sempatik ve esprili biriyim ama ders konusunda ciddiyeti de elden bırakmam.

Öğrencilerimle birebir iletişimi ön planda tutarım. Anlamadıkları yerde sabırla tekrar eder, her öğrencinin farklı bir öğrenme şekli olduğuna inanırım. Dersleri onların ilgi alanlarına göre şekillendirmeye çalışırım; bu sayede öğrenme daha kalıcı ve keyifli oluyor. Genellikle “anlatımım sade ve net” olduğu söylenir.

Sadece ders anlatmakla yetinmem; pedagojik gelişmeleri, yeni nesil soru tarzlarını ve dijital öğrenme araçlarını yakından takip ederim. Amacım sadece sınav kazandırmak değil; öğrencinin kendine güvenen, öğrenmekten keyif alan biri haline gelmesine katkı sağlamak.

Hem öğretirken hem öğrenirken keyif alabileceğimiz, samimi ve verimli bir ortam yaratmak benim için çok önemli. Çünkü başarı, sadece bilgiyle değil, iyi bir iletişimle de gelir.

Derslerimi genellikle 2 saatlik seanslar halinde yapmayı tercih ediyorum. Çünkü tek saatlik derslerde konular yarım kalabiliyor veya yeterince soru çözülemeyebiliyor, bu da o konunun tam olarak anlaşılmasını zorlaştırıyor. İki saatlik derslerde ise arada bir mola veriyoruz; ancak genellikle ders anlatırken ve soru çözerken anlatımımı eğlenceli ve sade tutup aralarda sohbet ettiğimiz için çok mola ihtiyacı olmuyor.

4 yıldır özel ders verirken, öğrencilerimden “Abi nolur ara verelim” diye bir kez bile duymadım. Çünkü derslerimi yorucu değil, aksine keyifli ve verimli hale getirmeye özen gösteriyorum. Sonuçta sizin zamanınızdan ben de geçtim ve ikimiz de ne istediğimizi biliyoruz.

Ders programını öğrencimin ihtiyaçlarına ve temposuna göre esnetebilirim; bazen konu ağırlıklı, bazen soru çözümü ağırlıklı ilerleriz. Ayrıca, öğrendiklerimizi pekiştirmek için kısa ödevler ya da tekrarlar da önerebilirim. Böylece kalıcı öğrenme sağlanır.

Ders sırasında rahat olmanızı, soru sormaktan çekinmemenizi isterim. Çünkü öğrenmek, sorularla ve paylaşımla çok daha kolay ve keyifli hale gelir.

Benimle birlikte çalışacak bir öğrenciyle yola çıkarken, en çok önemsediğim şey gerçekten hazır olması. Çok çalışmaktan ziyade, doğru çalışmaya istekli olması benim için yeterli. Çünkü doğru şekilde çalışmaya başladıktan sonra, genelde çok çalışmak zaten kendiliğinden geliyor. Konular kolay gelmeye başlıyor, sorular gözde büyümüyor ve ders çalışmak bir zorunluluk değil, başardıkça keyif alınan bir sürece dönüşüyor.

Bana göre öğrenmenin en önemli kısmı, herkesin farklı şekilde anlamasına ve öğrenmesine saygı göstermek. Bu yüzden tek bir yöntemle değil, öğrencinin ihtiyacına göre şekillenen bir sistemle ilerliyorum. Hangi sınıfta olursa olsun, öğrenci gerçekten kendi öğrenme yolunu bulduğunda, derslerin o kadar da zor olmadığını fark ediyor.

Bu süreci birlikte keyifli ve verimli hale getirmek benim için hem bir hedef hem de bir mutluluk kaynağı. Çünkü öğrencim rahat ettikçe, motive oldukça, ben de kendimi daha iyi hissediyorum.