Vereceğim ilk ders sizdir. Bununla birlikte, öğrencinin derse devam etme kararı alması durumunda sonraki derslere gerekli her türlü malzemeyi hazırlayarak katılırım. Öğrencinin ihtiyacını kendisiyle görüşerek tespit eder ve hazırlıklarımı buna göre yaparım. Belli aralıklarla kişiye özel sınavlar yaparak öğrencinin kaydettiği gelişmeyi tespit ederim. Öğrencinin İngilizce ile ilgili olarak aklına gelebilecek her türlü soruyu cevaplayabilirim.

İngilizce öğretmeni olarak görev yapmanın yanında kitap çevirisi yapmayı da sürdürüyorum. Uzun bir zamandır özel ders vermiyorum. Bir iş çeşiiliği sağlamak için yeniden ders vermeye başlayabileceğimi düşündüm.

10 yılı aşkın bir süre boyunca KPDS'ye hazırlanan akademisyenlere ders verdim. Daha sonra aralıklı olarak dil kurslarında YDS dersleri verdim. Ders verdiğim kişilerin bir kısmı şu anda farklı üniversitelerde öğretim üyesi.

Bir insan bir yabancı dili ancak anadilini bildiği ölçüde öğrenebilir. Herhangi bir öğrenciye ne katabileceğim hususunda ancak o öğrenciyle ilgili bilgileri edinmem ve kendisini tanımam durumunda fikir beyan edebilirim. Derslere başlamadan önce öğrencileri sınava tabi tutarak mevcut durumları hakkında bilgi sahibi oluyor ve belli aralıklarla yeniden sınav yaparak kaydettikleri gelişmeyi görüyor ve kendilerine de gösteriyorum.

İngilizceyi en ince ayrıntılarına kadar öğrenmek için yıllarımı verdim ve ülkemizde yaygın olan ve bana da aktarılan yanlış bilgileri İngilizcenin grameri üzerine kaleme alınmış eski ve yeni yüzlerce kitabı kurcalayarak tashih ettim. Özel ders vermeyi düşünmemin temel nedenini edindiğim bilgileri başkalarına aktarma arzusu oluşturuyor. Derslerden alacağım para benim için ikinci planda. Bir işe ihtiyaç duyduğum için ders vermiyorum. Ücretini mümkün olduğu kadar düşük tuttuğum derslerden alacağım parayı çeviri yaparak zaten kazanıyorum. İngilizce ile ilgili doğru bilgilere ulaşmak isteyenleri benden ders almaya davet ediyorum.

Dersin işlenişini dersin ve öğrencinin özelliklerine göre ve öğrenci adayıyla fikir alışverişinde bulunarak belirliyorum.

Ülkemizde ne yazık ki İngilizce ile ilgili birçok yanlış bilgi mevcut. Ben şahsen İngilizce öğrenmeye İngiliz edebiyatı bölümünü bitirdikten sonra başladım diye kabul ediyorum. İngilizce eserleri özgün şekliyle okuyup anlar duruma geldikten sonra İngilizcenin grameri üzerine yüzlerce kitabı kurcalayarak bana yanlış aktarılan ve hala yanlış olarak bilinen pekçok şeyin doğrusunu öğrenebildim. Piyasada dil öğrenimi ile ilgili söylenenlerin çoğu ne yazık ki tam doğru değil. Eğer gündelik hayatınızda veya işinizle ilgili olarak İngilizceyi kullanmayacaksanız İngilizceyi öğrenmek için boşuna para harcamamalısınız. Her dilin dört sac ayağı var: okuma, yazma, dinlediğini anlama, dile getirmek istediğini doğru şekilde aktarma. Size asıl lazım olanın ne olduğunu biliyorsanız ona göre bir çalışma yaparak vaktinizi ve paranızı boşa harcamazsınız. Hedefinizi belirledikten sonra bu hedefe en kolay nasıl ulaşabileceğiniz hususunda farklı uzmanlardan veya güven duyduğunuz birinden bilgi talep edebilirsiniz. Yapmanız gerekenleri belirledikten sonra kendinize kısa süreli ve uzun süreli hedefler belirleyip buna göre hareket etmelisiniz. Biz Türklerin dil öğrenimi ile ilgili temel hatalarından birini 50 farklı kitabı kurcalayıp hiç birini bitirmemek, birçok farklı kursa katılıp hiçbirini tamamlamamak oluşturuyor. Dil öğrenimi açısından önemli hususlardan biri de azim sahibi olmaktır. Dil öğrenmeye çalışan insanların önüne çıkacak ciddi bir tuzak var. Aylarca çalışıp hiç bir gelişme kaydetmediğini düşünüp sorunun kendisinin kavrama yeteneğinde olduğunu düşünüp vazgeçen birçok insan var. Bu tuzağa düşmesine rağmen ısrarla öğrenme çabasını sürdürenler, bir gün aslında ciddi bir yol almış olduklarını birdenbire fark ederler. Son olarak, dil bilmenin genellikle konuşabilme olarak algılanışından söz etmek istiyorum. Konuşma yeteneğinin gelişmesi konuşmalara doğrudan katılarak ve konuşacak birilerini bulmak suretiyle geliştirilebilir. Dil öğreniminin en zor yanı sanılan bu şey aslında (gerekli ortam oluştuğunda veya oluşturulduğunda) en kolay yanıdır. Çünkü yapmanız gereken şey, dinlemek ve kavradığınız ifade biçimlerini dile getirmekten ibarettir. Ders kitaplarının tamamının her kesim tarafından anlaşılan ve çekirdek dil diye isimlendirilen dille verilmesinden dolayı ders kitaplarından öğrendiğiniz terim ve yapılar anadili İngilizce olan insanların gündelik dillerinden hayli farklıdır. Konuşma yeteneğini geliştirmek isteyenler internet ortamında yer alan ve gündelik dilin telaffuzuyla ilgili bilgiler veren videoları izleyip duydukları ifadeleri doğru tonlamalarla tekrarlamaya çalışarak geliştirebilirler. Sabır gerektiren bir iştir bu. Aynı videoyu defalarca izleyip konuşmacıların bazı ifadelerini yakalamakta zorluk çekebilirsiniz. Ama 10 farklı videoyu izledikten sonra ilk izlediğiniz videoyu tekrar izlediğinizde süreç içerisinde kaydettiğiniz gelişmeyi görebilirsiniz. Ana dili İngilizce olan biriyle birileriyle yüz yüze veya internet aracılığıyla yapılacak sohbeer konuşma yeteneğinizi geliştirmek açısından en iyi sonuçları elde etmenize yardımcı olabilir.

Ders İçin Uygun Olduğu Zamanlar

Öğretmenin Blog Yazıları